Steemit Acı Gerçekler 7 | Blog Yazmanın Sırlarını Saklamak

Steemit Acı Gerçekler 7 | Blog Yazmanın Sırlarını Saklamak


27uots.jpg
image source

İnsanın varlığı sırla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece.
John Stuart Mill

Geçen gün blogunu çok severek takip ettiğim bir arkadaşa sordum, dedim ki hangi kodları kullanıyorsun... Araştır öğrenirsin dedi bana!
Sanki steemd'ye girip payaştığın şeyin kodları ile birlikte göremiyorum da... Buna istinaden çok kızdım ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Sevgili John abi ne kadar da güzel söylemiş yukarıda. Bilgimizi ve tecrübelerimizi arttırmamız gerekiyor. Bunun için sizlere blog yazarken kullandığım bazı taktikleri ve insanların bu taktikleri okuması için kaç defa kontrol ederek paylaştığımı anlatacağım. Bazı insanlar gibi saklayıp turşusunu kurmayacağım. Bilgi paylaştıkça çoğalır.

Ayrıca yarın öbür gün buraya çok sağlam blog yazarları ve youtuberlar gelecek ve siz de, ben de pek para kazanamayacağız... Diye korkuyorum diyebilirim. Geldikleri zaman, özellikle de youtuber'lar burayı keşfettiği zaman #tr ve Dtube bizim için çok zor bir yere dönüşecek... Umarım bu arkadaşlar gelene kadar 3-5 kuruş kazanırız da, yazın çadır alıp gezebilirim...

Bildiğiniz gibi paylaştığım yazılar 1.500-2.000 kelime olmasına rağmen okuyorsunuz. Bunun ilk sebebi yazım dilinin rahat olması ve okurken çok takılmaya ihtiyacınız olmaması. Eğer çok uzun bir şey yazacaksanız şöyle şeyler yazmanızı tavsiye etmem;

Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları bir kez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar. Bunun gibi, insanların hayatlarının boşluğundan ve tekdüzeliğinden kaynaklanan toplum gereksinimi onları bir araya getirir, ama nahoş ve tiksinti verici özellikleri onları bir kez daha birbirinden ayırır.
Arthur Schopenhauer

Gördüğünüz gibi benim de çok severek okuduğum bir filozof olan Schopenhauer, çok uzun ve bir sürü virgüllü şeyler söylemiş. Bunu okurken insanların uykusu gelir. Özellikle sizin buna ilginiz yoksa okumak istemezsiniz. Dolayısıyla facebookta, onedio'da falan hep kısa kısa, kolay okunabilecek ve herkesin ilgisini çekebilecek şekilde yazılar yazılır.

hosdegil.png

Çok Virgül Kullanmak & Mecaz Anlam Kullanmak

Eğer gündelik bloglar yazıyorsanız veya tavsiye verici şeyler yazıyorsanız çok fazla virgül kullanmaktan kaçının. Çünkü, eğer çok fazla, virgül kullanırsanız, okuyan kişi, şu anda sizde de olduğu gibi, sürekli duraksayacak, gözleri yorulacak, beyni stop etmeye başlayacak, okumak istemeyecek, okurken yorulacaktır...
Ben bunu yazarken yoruldum şahsen. Dolayısıyla bir sürü virgül kullanmak yerine cümlelerinizi kısa ve öz tutmaya çalışın.

Diğer yandan mecaz anlama gelecek olursak... Eğer çok fazla mecaz anlam varsa ve yazınızı okuyan kişi bunları anlamak için düşünmek zorunda kalıyorsa okumayacaktır. Ne yazık ki bu böyle. Türkler okumayı sevmiyor! demeye gerek yok. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu böyledir ve iyi blog yazarları hep basit dillerle yazarlar. Elbette bilim, sanat ve estetik duygular barındıran blogları istediğiniz dille yazabilirsiniz ama gündelik bir blog yazıyorsanız sade bir dil kullanmanızı tavsiye ederim. Benim podcast bölümlerimde TRT spikeri gibi konuştuğumu düşünsenize?

workplace-1245776_640.jpg
image source

Samimiyet & 5N1K

Eğer yazdığınız şey insanların okuyacağı ve sizlere yorum yapacağı bir yazıysa mutlaka samimi bir dille yazılması lazım. Aynı cümleyi şu şekilde de yazabilirdim;
''Eğer yazdığınız blog okuyucularınızı etkilemek ve onların dikkatini çekmek için yazılıyor, yorum yapılması hedefleniyor ise, mutlaka içten, candan ve açık yürekli bir dille yazılmalıdır.''

Hangisi daha güzel oldu? Aslında ikisi de aynı şeyi söylüyor...

Ama bunun dışında bir duyuru, haber, eleştiri, inceleme, sanat içeriği gibi paylaşım yapıyorsanız resmi bir dil kullanabilirsiniz. Özellikle de bir haber blogu paylaşıyorsanız güzelce 5N 1K kuralına dikkat ederek paylaşın.

laptop-2557571.jpg
image source

Bir Blog'u Kaç Kez Kontrol Etmeliyiz?

➙ Öncelikle tüm blogu bir oturuşta yazabiliyorsanız böyle yapın.
➙ Bir kere okuyarak kontrol edin ve yazım hatalarınızı düzeltin.
➙ Hataları düzelttikten sonra aralara linkler ekleyin. Bu hem yazınızı renklendirir hem de diğer bloglarınızı taze tutar.
➙ Tekrardan gözden geçirip başlık gerektiren yerleri düzeltin ve yeni başlıklar ekleyin.
➙ Blog'un sonunda imza kısmınız veya eski gönderilerinize yönlendiren bir bölümünüz olsun. Bunun nedeni, sonradan okuyan bir kişi konuyla alakalı diğer yazılarınızı da okumak isteyebilir.
➙ Başlıkların altına veya üstüne resimler ekleyerek yazınızı bir adım öteye taşıyın.
➙ Yazınızın aralarına komik resimler ekleyebiliyorsanız bunu yapın, kaynak vermeye dikkat edin.
➙ Son bir kere daha okuyup hatalarınız var mı kontrol edin.
➙ Düzgün etiketler seçin, tag abuse yapmayın.
➙ Başlığınızı ayarlayın. Evet, başlığınızı en son atın ki blogunuzda yazdığınız şeyi tam anlatsın.

Eğer yeterine paranız varsa bot atarak öne çıkmasını sağlayabilirsiniz.

laptop-2591245_640.jpg
image source

Özellikle Dikkat Ettiğim Şeyler

Herkesin kendi blog yazma tarzı vardır. Ben herkesin aynı şekilde yazmasını görmek istemem, mükemmel bir blog yazma şekli olmadığını da daha önce söylemiştim. Dolayısıyla herkes aynı şeyi yaparsa kimsenin orjinalliği kalmaz. Herkes birbirine benzer.

Genel olarak benim dikkat ettiğim kurallar ben başından beri görseller. Görsellerde okuyanın kendisinden bir parça bulabileceğine inandığım şeyleri kullanmaya özen gösteriyorum. Keşke çok param olsa da shutterstock sitesinden görsel satın alabilsem... Orada çok güzel cuk oturan görseller var ama ne yazık ki alamıyorum...

Bununla birlikte sizin yorumlarınızı okuduğum zaman bir iki şey öğrendiğinizi veya okurken keyif aldığınızı görünce seviniyorum. Bu bana bir çevre ve arkadaş kazanıyormuş hissi veriyor.

Açıkçası buradan pek de para kazanabileceğimi düşünmüyorum ama bunu bir itiraf postu olarak ileride paylaşmayı düşünüyorum. Steemit hakkındaki düşüncelerimin ne olduğunu hemen hemen anlamışsınızdır. Ben eğlenmek için buradayım. Bir yandan da yeni arkadaşlar edindim. Bu arkadaşlarla yakın zamanda kamp düşünüyoruz. Özellikle de buradan 3-5 bir şey gelirse çadırımı değiştirmeyi düşünüyorum.

Böyle basit hedeflerim olduğu için okurken eğlenebileceğiniz şeyler paylaşmak istiyorum. Sizin hedefleriniz bana göre daha farklıysa yukarıda yazdığım önerileri dikkate almayabilirsiniz. Unutmayın bunar sadece bir öneri ve gözlem üzerine yazılmış şeyler...

Şu ana kadar gelen yorumların hepsini uzun bir bölümde canlı okuyacağımı söyleyip kaçıyorum...

Steemit Acı Gerçekler Serisinin Şimdiye Kadar Olan Yazıları.

Steemit Acı Gerçekler 6 | Neden Steemit'i Bırakmalısınız.
Steemit Acı Gerçekler 5 | Seni Beni Neden Takmıyorlar?
Steemit Acı Gerçekler 4 | Kimsenin Söylemediği Para Kazanma Blogları
Steemit Acı Gerçekler 3 | Kaybeden Olma Turabi Ol
Steemit Acı Gerçekler 2 | Asla Kazanamayacaksınız.
Steemit Acı Gerçekler 1 | TR - Trending ve Patates Gönderiler

Bu arada, bu akşam discord kanalında @coogger projesinin sahibi olan @hakancelik ile bir sohbet yapacağız, hepinizi bekliyorum.

H2
H3
H4
Upload from PC
Video gallery
3 columns
2 columns
1 column
11 Comments